Guatemala & Honduras Kadim Maya Rotaları

1. Gün: İSTANBUL ✈ GUATEMALA CITY / ANTIGUA: Kolonyal Büyünün Kucaklaması

Bugün Türk Hava Yolları’nın tarifeli seferiyle saat 09:40’ta İstanbul Havalimanı’ndan hareket ediyor ve yerel saatle 22:45’te Guatemala City – La Aurora Uluslararası Havalimanı’na varıyoruz.

Maya Dünyası’na yapacağımız bu büyüleyici yolculuk, Orta Amerika’nın kalbinde, Guatemala’nın başkenti Guatemala City’deki La Aurora Uluslararası Havalimanı’na varışınızla başlıyor. Uçağınızdan indiğinizde, sizi karşılayacak ekibimizle buluşacak ve Guatemala’nın en güzel şehirlerinden biri olan, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Antigua’ya doğru konforlu bir transferle yola çıkacaksınız.

Volkanların gölgesinde, Arnavut kaldırımlı sokakları ve pastel renkli kolonyal binalarıyla Antigua, sizi adeta bir zaman tüneline sokacak. Otelimiz Hotel Villa Colonial‘e yerleştiğinizde, şehrin huzurlu ve tarihi atmosferi sizi saracak. Günün yorgunluğunu atabilir, otelinizin çevresinde kısa bir yürüyüşe çıkarak Antigua’nın ilk izlenimlerini edinebilirsiniz. Bu gece, geçmişin fısıltılarıyla dolu bu büyüleyici şehirde konaklayacak, yarınki keşifler için enerji toplayacaksınız.

Konaklama: Hotel Villa Colonial, Antigua 4*

2. Gün: ANTIGUA: Zamanın Durduğu Şehir ve Maya Kültürünün Canlılığı

Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, bugün kendimizi Antigua’nın büyüleyici tarihine ve canlı kültürüne bırakıyoruz. Panchoy’un geniş dağ vadisinde, Agua, Acatenango ve Fuego volkanlarının konileri arasında yer alan Antigua, adeta bir açık hava müzesi. Şehir, 1543 yılında Guatemala’nın üçüncü başkenti olarak Santiago de Guatemala adıyla kurulmuş. Ancak 1773’te meydana gelen şiddetli depremden sonra başkent, Guatemala City’deki yeni yerine taşınmak zorunda kalmış.

Şehir, 18. yüzyılın ortalarına gelindiğinde zirvesine ulaşmış; eşi benzeri görülmemiş bir inşaat patlamasıyla üç kat büyümüş ve nüfusu elli bine ulaşmış. 1773’e gelindiğinde, bu şehirde yaklaşık 25 kilise, 5 kadın, 8 erkek manastırı ve 1680’de inşa edilmiş bir katedral bulunuyormuş. Bu katedral, güzelliği ve yapımının ihtişamıyla sadece Meksiko City ve Peru’daki Lima katedralleriyle karşılaştırılıyormuş. 1773’te çok şiddetli üç deprem yaşanmış: neredeyse tüm şehri, tüm kiliseleri ve manastırları yıkan ilk deprem 29 Temmuz 1773’te, Aziz Marta Günü’nde meydana geldiği için Santa Marta depremi olarak adlandırılmış. Ancak Antigua’daki en önemli müze, şehrin kendisi; sadece yürüyerek tarihini inceleyebileceğiniz sokakları. Her bir taş, her bir duvar, geçmişin hikayelerini fısıldıyor.

Antigua’nın kolonyal sokaklarında tarihin izini sürdükten sonra, yerli köyü Santiago Zamora‘ya doğru yola çıkıyoruz. Burada, Maya-Kaqchikel kültürü hakkında bilgi edinecek ve atalarından kalma teknikleri kullanarak ağırlıklı olarak tekstil ürünleri üreten Ixoki’ aj Quiema’ adlı kadın zanaatkarlar grubuyla etkileşim kurma fırsatı bulacağız. Onların el emeği göz nuru ürünlerine tanıklık ederken, kadim bir kültürün canlılığını ve yaratıcılığını hissedeceğiz. Geceleme yine Hotel Villa Colonial’de.
(Yemekler: Kahvaltı)

Konaklama: Hotel Villa Colonial, Antigua 4*

3. Gün: ANTIGUA / IXIMCHÉ / ATITLAN GÖLÜ: Volkanların Gölgesinden Gölün Büy

Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, Antigua’ya veda ederek, bizi Atitlan Gölü’nün büyüleyici manzaralarına taşıyacak bir yolculuğa çıkıyoruz. Yol üzerinde, Tecpán kasabasında yer alan önemli bir arkeolojik sit alanı olan Iximché’yi ziyaret edeceğiz.

Iximché, bir zamanlar Maya-Kaqchikel’lerin başkentiydi ve 1524 yılında İspanyol fatih Pedro de Alvarado tarafından Guatemala’nın ilk başkenti burada kurulmuştu. Bu tarihi alanda dolaşırken, Maya medeniyetinin izlerini sürecek ve İspanyol fethinin ilk adımlarına tanıklık edeceğiz. Kadim taş yapıların arasında yürürken, geçmişin fısıltılarını duyacak ve bu toprakların zengin tarihini daha derinden hissedeceğiz.

Iximché ziyaretimizin ardından, yolculuğumuza devam ederek, volkanlarla çevrili, dünyanın en güzel göllerinden biri olarak kabul edilen Atitlan Gölü’ne varıyoruz. Gölün sakin suları ve çevresindeki yemyeşil dağlar, bize huzur dolu bir karşılama sunacak. Otelimiz Hotel Villa Santa Catarina’ya yerleştikten sonra, günün yorgunluğunu atabilir ve gölün eşsiz manzarasının tadını çıkarabilirsiniz. Geceleme Atitlan Gölü kıyısında.
(Yemekler: Kahvaltı)

Konaklama: Hotel Villa Santa Catarina 3*, Atitlan Gölü

4. Gün: ATITLAN GÖLÜ: Maya Köylerinin Renkli Dünyası ve Maximon’un Gizemi

Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, bugün Atitlan Gölü’nün etrafındaki en ilginç şehirleri keşfedeceğiz. Maya Tzutujil halkının hala yaşadığı bu köyler, gölün etrafında adeta birer inci gibi sıralanmış.

Güne, gölün en temiz ve düzenli kasabası olan San Juan’a yapacağımız yaklaşık 30 dakikalık keyifli bir tekne yolculuğuyla başlıyoruz. San Juan, Naif veya primitivizm tarzında resim yapan sanatçıların eserlerini sergilediği birçok sanat galerisine ev sahipliği yapıyor. Burada, yerel sanatçıların renkli dünyasına dalacak, onların eserleri aracılığıyla Maya kültürünün sanatsal ifadesini deneyimleyeceğiz.

San Juan’dan sonra, tekneyle gölün diğer tarafına, Santiago Atitlan şehrine geçiyoruz. 1547’de Atitlan volkanının eteklerinde kurulan Santiago Atitlan, 32 bin kişilik nüfusuyla gölün en büyük şehri ve nüfusunun %95’i Maya Tzutujil halkından oluşuyor. Yerel halk balıkçılık, çiftçilik ve kayuko (yerel kanolar) yaparak geçimini sağlıyor. Zanaatkarlar ise resim, ahşap işçiliği ve dokumacılıkta uzmanlaşmış. Santiago, pagan bir tanrı veya Maya halkının tanrısı olan Maximon‘a tapınma şehri. Maximon’a alkol ve puro şeklinde bağışlar sunuluyor. Burada, yerel Katolik kilisesini de ziyaret edeceğiz; bu kilise, Katoliklik ve Maya inançlarının birleştiği eşsiz bir dini sembiyozu temsil ediyor. Ayrıca, şehrin yaşlılarının beyaz çizgili şortlar ve altlarında kuş işlemeleriyle oturduğu yerel belediye binasının önünden geçerek, yerel yaşamın ritmine tanıklık edeceğiz.

Günün sonunda, Atitlan Gölü’nün büyüleyici manzaralarına veda ederek, Antigua’ya geri dönüyoruz. Geceleme yine Hotel Villa Colonial’de.
(Yemekler: Kahvaltı)

Konaklama: Hotel Villa Colonial, Antigua 4*

5. Gün: CHICHICASTENANGO / GUATEMALA CITY: Maya Pazarı’nın Renkli Şöleni

(Sadece Perşembe veya Pazar günleri)

Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, bugün Guatemala’nın en büyük yayla Maya Pazarı olan Chichicastenango‘ya doğru yola çıkıyoruz. Ufukları kaplayan vadiler ve dağlarla çevrili Chichicastenango, Guatemala’nın geri kalanından zaman ve mekan olarak izole edilmiş gibi görünebilir. Dar, Arnavut kaldırımlı sokakları ve kırmızı kiremitli çatıları sisle kaplandığında –ki bu sık sık olur– kendinizi bir peri masalında gibi hissedebilirsiniz. Perşembe ve Pazar günleri, ülkenin en büyük dağ pazarına satıcı ve turist kalabalıkları akın eder.

Şehrin Katolik koruyucu azizi Aziz Thomas’tır; onun onuruna 1540 yılında Santo Thomas şehri inşa edilmiştir. Katolik misyonerler geldiğinde, Maya tapınağını yıkarak yerine beyaz bir kilise inşa etmişler. Tapınaktan geriye kalan tek şey, Maya güneş takvimi Haab’daki ay sayısı kadar, yani 18 dik basamakla kiliseye çıkan merdivenlerdir. Bu nedenle, bu kilise, içindeki dini sembiyoz nedeniyle Guatemala’daki muhtemelen en eşsiz Katolik kilisesidir. Kilisenin basamaklarında çiçekler, mumlar ve tütsüler satılır. Piramitlerin önünde olduğu gibi, merdivenlerin önünde de bir sunak bulunur – kulüplerde tüten pompalardan dumanların yükseldiği yuvarlak, düz bir taş. Ve alışverişsiz pazar mı olur? Bu yüzden yanınıza bolca para alın ki hediyelik eşya alabilirsiniz. Chichicastenango pazarı özellikle tekstil ürünleri ve maskeleriyle ünlüdür.

Bu renkli ve canlı pazar deneyiminin ardından, Guatemala City’ye geri dönüyoruz.

Geceleme Hotel Barceló Guatemala City’de.

(Yemekler: Kahvaltı)

Konaklama: Barceló Guatemala City 5*, Guatemala City

6. Gün: GUATEMALA CITY / COPAN, HONDURAS: Kadim Mirasın İzinde Sınır Ötesi

Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, Guatemala’nın kültürel ve tarihi mirasına dalmak üzere Ulusal Arkeoloji ve Etnoloji Müzesi‘ni ziyaret ediyoruz. Yaklaşık 3.000 metrekarelik sergi alanında 20.000 arkeolojik eser ve 5.000 etnolojik parçaya ev sahipliği yapan bu müze, Mesoamerika tarihinin zenginliğini keşfetmenizi sağlayacak. Müze, 1898’deki bir hükümet kararnamesiyle kurulmuş olmasına rağmen, 1946’dan beri mevcut yerinde hizmet vermektedir. Kolomb öncesi ve sonrası döneme ait geniş bir eser koleksiyonunu, Maya sanatını, tekstil ve aletleri inceleyecek, günümüz ve geçmiş Guatemala yerli kültürünü sunan sergileri gezeceğiz. Burada, Guatemala’nın derin köklerine ve zengin kültürel çeşitliliğine tanıklık edeceğiz.

Müze ziyaretimizin ardından, sınır ötesi bir maceraya atılarak Honduras’a, Copan‘a doğru yola çıkıyoruz. Bu yolculuk, bizi Maya medeniyetinin bir başka önemli merkezine taşıyacak.

Copan’a varışımızın ardından, Hotel Clarion Copan Ruinas‘a yerleşiyoruz.

Geceleme Copan’da.

(Yemekler: Kahvaltı)

Konaklama: Hotel Clarion Copan Ruinas 4*, Copan (Honduras)

7. Gün: COPAN, HONDURAS: Mesoamerika’nın Atina’sı ve Hiyerogliflerin Dansı

Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, bugün Maya medeniyetinin en ünlü kalıntılarından biri olan Copan Harabeleri‘ni ziyaret ediyoruz. Copan’ın ana değeri, steller üzerindeki sanatın gerçeküstü güzelliği ve doğruluğudur. Maya uygarlığının bu alanı, Mesoamerika’nın Atina’sı olarak adlandırılmıştır. Burada, üç boyutlu yapılmış bir stel bile bulacaksınız; bu, dönemin sanatçılarının ustalığını gözler önüne seriyor.

Gerçek bir sanat eseri olarak kabul edilen, klasik dönemden kalma hiyerogliflerle süslü Maya Merdiveni‘ni yakından inceleyeceğiz. Her biri karmaşık harflerle süslenmiş 63 basamağı ve yanlarında yılan ve kuş figürleriyle yükselen korkulukları, Mayaların yazı sistemindeki ve sanatsal ifadelerindeki dehasını gözler önüne seriyor. Copan’da dolaşırken, bu kadim şehrin bilim, sanat ve astronomi alanındaki ilerlemelerine hayran kalacak, Maya uygarlığının derinliklerine ineceğiz.

Günün sonunda, Copan’ın gizemli atmosferini içimize çekerek, Hotel Clarion Copan Ruinas‘a geri dönüyoruz.

Geceleme Copan’da.

(Yemekler: Kahvaltı)

Konaklama: Hotel Clarion Copan Ruinas 4*, Copan (Honduras)

8. Gün: COPAN, HONDURAS / QUIRIGUA / FLORES, PETEN: Dev Stellerin Fısıltısı

Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, bugün Honduras’tan Guatemala’ya geri dönerek, Maya dünyasının bir başka mücevheri olan Quirigua Arkeolojik Alanı‘na doğru yola çıkıyoruz. Motagua Nehri’nin batı kıyısında yer alan bu park, özellikle Maya dünyasının en büyük ve en iyi korunmuş görkemli stelleriyle tanınır. Bu devasa taş anıtlar, yeni Quirigua hanedanlığının 60 yıllık hükümdarlığı sırasında dikilmiş olup, Copan Nehri ve Motagua Nehri bölgesini domine eden bir gücün sembolüdür.

Burada, 10 metre yüksekliğinde ve 55 ton ağırlığında, Büyük Meydan’daki tüm heykellerin en büyüğü olan stelleri göreceğiz. Bu anıtlar, parkın olağanüstü sanatsal kalitedeki zoomorfik sunaklarını da içeren heykel anıtları koleksiyonunu gözler önüne serer. İşte bu eşsiz sanatsal ve tarihi değeri nedeniyle Quirigua, 1981’den beri UNESCO tarafından Dünya Mirası Alanı olarak ilan edilmiştir. 34 hektarlık arkeolojik park, önemli bir tropikal yağmur ormanı kalıntısını koruyarak, bölgeye özgü vahşi türler için son bir sığınak görevi görür.

Bu kadim taşların ve yemyeşil doğanın büyüsüne kapıldıktan sonra, Peten bölgesinin kalbinde yer alan Flores’e doğru yolculuğumuza devam ediyoruz.

Geceleme Hotel Villa Maya’da.

(Yemekler: Kahvaltı)

Konaklama: Hotel Villa Maya, Flores (Peten)

9. Gün: TIKAL / GUATEMALA CITY: Ruhların Duyulduğu Yer ve Maya Uygarlığının

Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, bugün Maya dünyasının en görkemli ve gizemli şehirlerinden biri olan Tikal‘e doğru yola çıkıyoruz. Peten’in güzel başkenti Flores’ten 64 km uzaklıkta, Peten Itza Gölü’ndeki bir adada yer alan Tikal, “ruhların seslerinin duyulduğu yer” anlamına gelir. Klasik dönemin diğer şehirleriyle karşılaştırıldığında devasa görünür; burası Kolomb öncesi Amerika’nın en büyük yerleşimidir. Bilim insanları bu sonuca, 50’li yılların sonlarında yapılan bir dizi kazıdan sonra varmışlardır. M.Ö. 700’den M.S. 900’e kadar iskan edilmiş, ancak daha sonra tropikal orman tarafından yeniden fethedilmiş, on birinci yüzyılın başından yirminci yüzyılın başlarına kadar, Tikal keşfedilene ve restorasyon çalışmaları başlayana kadar.

Tikal’in kentsel kompleksi (çevre bölgeler sayılmazsa) yaklaşık 16 kilometrekarelik bir alanı kaplıyordu. 3 bin binaya ev sahipliği yapıyordu ve piramitler, Mesoamerika’nın başka hiçbir yerinde bulunmayan kendine özgü bir stille ayırt ediliyordu. Altı piramidal tapınak, bu türdeki diğer yapıların arka planında gerçek gökdelenler gibi görünüyor ve özellikle güçlü bir izlenim bırakıyor. Arkeologların Tikal’i Maya uygarlığının New York’u olarak adlandırmasına şaşmamalı. Bugün Tikal Milli Parkı 575 kilometrekarelik bir alanı kaplamakta ve 1979’da UNESCO tarafından insanlığın kültürel ve doğal mirası olarak Dünya Mirası Listesi’ne alınmıştır. Bu devasa antik kentte dolaşırken, Mayaların mimari dehasına, astronomi bilgilerine ve bu büyük medeniyetin gizemli çöküşüne dair ipuçlarını keşfedeceğiz.

Tikal’deki bu unutulmaz deneyimin ardından, TAG Havayolları ile Flores (FRS) – Guatemala City (GUA) iç hat uçuşumuzu gerçekleştiriyoruz.

Geceleme Hotel Barceló Guatemala City’de.

(Yemekler: Kahvaltı)

Konaklama: Barceló Guatemala City 5*, Guatemala City

10. Gün: GUATEMALA CITY ✈ İSTANBUL: Unutulmaz Anılarla Dönüş

Otelimizde alacağımız son kahvaltının ardından, Guatemala’daki bu büyüleyici Maya Dünyası maceramızın sonuna geliyoruz. Geçtiğimiz dokuz gün boyunca, kadim Maya şehirlerinin gizemli atmosferine daldık, volkanların gölgesinde kolonyal şehirlerin büyüsünü yaşadık ve yerel kültürlerin canlılığına tanıklık ettik.

Saat 13:10’da Guatemala City – La Aurora Uluslararası Havalimanı’ndan hareket edecek olan Türk Hava Yolları tarifeli seferimizle ertesi gün saat 16:55’te İstanbul Havalimanı’na varmak üzere dönüş yolculuğumuza başlıyoruz.

Bavullarımız anılarla, kalplerimiz ise bu eşsiz coğrafyanın ruhuyla dolu olarak evimize dönüyoruz. Guatemala’nın renkli insanları, nefes kesen doğası ve binlerce yıllık tarihi, zihnimizde silinmez izler bırakacak. Bir sonraki maceranızda görüşmek üzere!

(Yemekler: Kahvaltı)